Mark her zaman olduğu gibi neşeyle okul çıkışında sevimli kutup ayısı arkadaşının yanına gitmişti.
Mark went excitedly to his sweet polar bear friend after school as always.
Fakat her zamanki gibi sevimli arkadaşı yerinde yoktu.
Bir süre bekledikten sonra kutup ayısı arkadaşı geldi.Ama üzgün görünüyordu.Sevimli kutup ayısı arkadaşı üzgün bir şekilde 'Babam bana taşınacağımızı söyledi.Hemde çok uzaklara..' dedi.
But it was out of place as always.
After waiting for a while, his friend came. But it was looking sad. It said sadly to him, “My dad said that we would move… too far”.
Mark biraz üzgün biraz da merakla nedenini sordu.Sevimli kutup ayısı 'biliyorsun buzlar eriyor, babam artık burasının bizim yaşayabilmemiz için iyi bir yer olmadığını söyledi' dedi.
Mark, “Why?” asked sadly and wonderingly.
Sweet polar bear, “You know that ices are melting. So, my dad said that it wasn’t a good place to live here for us anymore” said.
O gün üzgün bir şekilde evine dönen Mark'ın bu durumunu babası hemen fark etti.
Mark olanları anlatıp sordu 'Baba, buzlar neden erimek zorunda?'..
Mark returned sadly at home. His dad noticed immediately Mark’s situation.
Mark told him everything and asked, “Dad, why do ices have to melt?”
Mark'ı kucağına alıp babası anlatmaya başladı.
'Hmm..Buzlar aslında isteyerek erimiyorlar, bunu yapan bizleriz..'
Mark kızgın bir şekilde 'ben yapmadım!' dedi.
Babası da 'haklısın bunu yapan büyük insanlar, sana neden böyle olduğunu
anlatayım ozaman dinle.. 'dedi.
His dad took Mark on his lap and started talking about it.
“Hmmm… Ices don’t melt willingly. They melt because of us, people”.
Mark, “I didn’t do anything” said angrily.
His dad, “You are right. The big people do it. Well, I will tell you why” said to him.
Mark sabırsızlıkla 'heman anlat baba' dedi.Babası anlatmaya başladı;
Çok da uzun bir zaman önce değil, bir insan ömrü kadar zaman önce insan hayatı teknolojinin gelişmesiyle kolaylaşmaya başladı.Ve insanlar yer yüzünde artmaya başladılar.Sayımız herzamankinden daha da çoktu artık..
Mark, “Come on, tell me dad!” said impatiently. And his dad started talking about it.
It was not too long ago. Human life started getting easy with developing technology a lifetime ago. And the number of people started increasing on earth. This number increased gradually.
İnsanlar arttığından ihtiyaçları da arttı.Bu ihtiyaçları teknoloji karşıladı.Bunun için enerji gerekiyordu.Çünkü enerji olmadan teknoloji çalışamazdı.İçtiğimiz suyun bile musluktan akması için enerjiye ihtiyacımız var.Giydiğimiz kıyafetlerin yapılması, televizyonun çalışması, geceleri lambalarımızın yanması, işte bunların hepsi için enerjiye ihtiyacımız var..
So their needs increased. Technology met these needs. For this, energy was necessary. Because technology was nothing without energy. Thanks to energy; our water flows from the tap, our dresses are made, TV works, and our lamps are turned on at nights, etc.
Enerjiyi üretirken, ya da insanların artan ihtiyaçlarını karşılarken fabrikalar gökyüzüne karbondioksit adında bir gaz saldılar.Bu gazlar yıllar geçtikçe daha da arttı.Biriken gazlar dünyamızın üzerinde sera gazı tabakasını oluşturdu.
Factories exhaled a gas by the name of carbon dioxide while they were producing energy, or meeting the rising need of people. These gases increased and accumulated over years. These accumulating gases created the layer of greenhouse gas on earth.
Güneşten dünyamıza gelen sıcaklığı buzullar bugüne dek hep geri gönderdiler.Ama artık buzulların geri gönderdiği güneş ışınlarının dünyanın dışına çıkmasını sera gazı tabakası engelliyor.Böylece dünya gittikçe ısınıyor..Buzlar daha da erimeye başladığında iklim değişecek bütün dünya su altında kalacak..Bir çok canlı ölecek, belki de insanlarda!..
Ice caps always sent the temperature coming from the sun to our earth back up to the present. But now, the layer of greenhouse gas prevents the sun beams to go out of earth. So, the earth is getting warmer. When ices go on melting extremely, the climate will change and the whole world will stay under water. Many living creatures will die, maybe people too!
Mark korkuyla sordu 'peki ne yapabiliriz baba?'..
Babası hemen yanıtladı 'Tek bir şey yeterli oğlum...Enerjiyi tasarruflu kullanacağız'..
Mark, “What can we do, dad?” asked wonderingly.
His dad, “There is only one thing: to use energy efficiently” answered immediately.
Örneğin dişlerimizi fırçalarken suyu açık bırakmayacağız, evin sadece oturdumuz odasındaki lambayı açacağız.Evin her odasında ayrı ayrı televizyon çalıştırmayacağız.
For example, we shouldn’t leave the tap on while we are brushing our teeth. When we sit in a room, we should turn the light of only that room on. We shouldn’t put to work TV in every room of the house.
Bir yere giderken otobüsleri kullanacağız ayrı ayrı arabalara çok fazla ihtiyacımız yoksa binmeyeceğiz..
When you want to go somewhere, you should prefer bus. If you don’t need very much, you shouldn’t use cars.
Kağıt kalemimiz çok olsa da ihtiyacımızdan fazlasını kullanmayacağız.Yani tasarruflu olacağız..
Even though you have many papers, pencils, we shouldn’t use more than we need. We should be economical.
Mark babasının söylediklerini hiç unutmadı.Ve yeni öğrendiği bu bilgileri tüm arkadaşlarına anlattı.
Böylece Mark ve arkadaşları dünyanın sular altında kalmamasını, bütün canlıların mutlu bir şekilde birlik içinde yaşamasını sağladılar.
Mark never forgot his dad’s words. And he told all of his friends about these new information.
Thanks to Mark and his friends; the earth didn’t stay under water, all living creatures lived happily and in unity.
Telif Hakları;
Sitemiz içerisinde bulunan tüm yazı ve çizgilerin telif hakkı ingilizceogrenme.org'a ait olup izinsiz kullanılamaz.
ingilizceogrenme.org © 2016 – 2017 - Tüm Hakları Saklıdır.
2 yorum :
bu sitedeki çizimleri beğeniyorum. ingilizceyi öğrenmek baya kolay ben tavsiye ediyorum.
çizimleri beğendim farklı çizimler olursa seviriz.bu sitede vakit geçirmek hoşuma gitti
Yorum Gönder